yargı yetkisinin tanımı

Yargı kavramı bize Orta Çağ'dan geliyor, bu sırada Batı toplumu, gerçekleştirdikleri faaliyetler etrafında açıkça tanımlanmış ve yapılandırılmış sosyal sınıflar halinde organize edildi. Bu nedenle, yargı yetkisi, her bir mülke ait olan ve günlük yaşamın birçok yönünün yanı sıra faaliyeti yöneten bir dizi yasa veya yasal koddan ibaretti. Tüzük aynı zamanda kralın veya feodal beyinin tebaalarına kendilerini sosyal ve ekonomik olarak örgütleyebilmeleri için verdiği bir ayrıcalık olarak anlaşıldı. Terim günümüzde özellikle adli ve siyasi alanda uygulanmaktadır.

Yargı yetkisi her zaman coğrafi değil, belki kurumsal veya idari bir bölgesellik nosyonunu varsayar. Şart, söylendiği gibi, bir bölgeye ait olan ve onu tanımlayan ve böylece onu diğerlerinden ayıran yasalar bütünüdür. Bu aynı zamanda, örneğin askeri yargı, dini yargı vb. Gibi kurumlar için de geçerlidir. Tüm bu fikirler, yargı yetkisinin her bir çalışma konusuna özgü olduğunu ve daha sonra geçerliliğinin o bölge veya kurumun sınırları dahilinde somut olduğunu ima eder.

Buna ek olarak, şu anda yargı terimi, bazı kamu görevlilerinin sahip olduğu ve onları görevde kalırken olası siyasi davalardan, suçlamalardan veya adli tedbirlerden koruyan hak veya ayrıcalıklara atıfta bulunduğunda siyasi alanda da yaygın olarak kullanılmaktadır. Siyasi alandaki yargı kurumunun amacı, siyasetçilere, işlerini özel çıkarlar tarafından baskı altına alınmadan yürütebilmeleri için tam özgürlük ve güvenlik sağlamaktır. Ancak, söz konusu görevli yasadışı veya yasadışı hareket ederse ve görevinden ayrılıncaya kadar eylemlerinden dolayı yargılanamazsa, bu rakam genellikle bir sorun haline gelir.


$config[zx-auto] not found$config[zx-overlay] not found