ekonomik kalkınmanın tanımı

Bir ülkenin ekonomik gelişimi, bir bütün olarak toplumda refah ve ilerleme sağlama yeteneğine dayanır. Bir disiplin olarak ekonominin bir parçası olan ve belirli bir dal olan kalkınma ekonomisi içinde incelenen bir kavramdır.

Ekonomik Kalkınmanın Temel Kavramları ve Düşünceleri

Ekonomik büyüme, herhangi bir ülke veya bölge için arzu edilen bir hedeftir. İdeal ekonomik gelişme, zaman içinde sürdürülen, eşitlikçi, verimli, insanlara saygılı ve aynı zamanda mümkün olan en fazla sayıda birey için faydalı olan bir gelişme olacaktır.

Bir ülkenin ekonomisi dinamik ve küresel bir çerçeve içinde olduğundan, ekonomik kalkınmayı sürdürmek veya desteklemek için yeni pazar nişleri sürekli incelenir ve analiz edilir. Bu anlamda son yıllarda ekonominin genel çerçevesi içinde yeni iş fırsatları arayan girişimci figürü ortaya çıkmıştır.

Ekonomik kalkınma kavramının bazı bilim adamları, bir toplumun değerleri ile refahın büyümesi arasındaki ilişkiyi vurgular. Bu anlamda, rekabetin değeri anahtar bir unsurdur, çünkü rekabet, bir bütün olarak ekonomiye (ürün fiyatları ve tüketiciler açısından) fayda sağlayan şirketler arasında serbest bir pazar ve rekabeti ifade eder.

Ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir olmasının arzu edilirliği konusunda genel bir fikir birliği vardır. Bu, çevre dışında gerçekleştirilen bir faaliyetin geleceğe yönelik verimli bir strateji olarak değerlendirilemeyeceği anlamına gelir, çünkü üretilen faydalar kaynakların yok edilmesiyle ilişkilendirilir ve bu nedenle söz konusu faaliyette sürdürülebilirlik yoktur. Genel olarak sürdürülebilirliğin aksine gerçek bir ekonomik gelişme olamayacağı düşünülmektedir.

Ekonomik kalkınmaya dahil olan faktörler

Bir ulusun ekonomik büyümesi ekonomik, politik, sosyal ve kültürel faktörlere bağlıdır. Bir ülkenin hammaddeleri ve enerji kaynakları, büyümenin gerçekleşmesi için gereklidir. Siyasi açıdan, bir ülkenin siyasi açıdan istikrarlı olması ve idarenin inovasyona, Ar-Ge'ye veya girişimcileri desteklemeye yönelik programlarla ekonomik faaliyete katılması gerekmektedir. Sosyal ve kültürel faktörler eşit derecede önemlidir ve bunun kanıtı Protestan zihniyetiyle kapitalizm arasındaki ilişkidir.

Bazı yönler, bir ulusun ekonomik kalkınmasının önünde gerçek engeller haline gelir: yetersiz bir eğitim sistemi, yolsuzluk, iletişimi ve ticareti engelleyen altyapı eksikliği veya dengesizlikler içeren bir demografik gerçeklik.

Fotoğraflar: iStock - theeradaj / PeopleImages


$config[zx-auto] not found$config[zx-overlay] not found