fotoğrafın tanımı
Fotoğraf terimi Yunancadan gelir ve "ışıkla tasarlamak veya yazmak" anlamına gelir. Fotoğrafçılığa, karanlık kamera prensibine dayanan, ışığa duyarlı teknolojik bir cihaz kullanarak görüntü yakalama işlemi diyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar sürdürülen orijinal fotoğraf sistemi, yakalanan görüntüyü saklamak ve ardından basmak için hassas filmlerle çalıştı. Daha yakın zamanlarda, fotoğrafları daha kolay, hızlı ve daha iyi sonuçlarla çekmek için sensörlü ve bellekli dijital sistemler kullanılmaktadır.
Bu teknolojinin tarihi, bugün genellikle fotoğraf olarak adlandırdığımız, ancak başlangıçta dagerreyotip olarak adlandırılan farklı tekniklerin incelenmesine eşlik eden çeşitli referanslara sahiptir.
Bir yandan fotoğrafın doğrudan bilimsel bir amacı vardır , çünkü sonsuz olasılıkları çıplak gözle ve bir anda aynı şekilde analiz edilemeyen nesnelerin incelenmesine izin verir. Örneğin, dünya yüzeyinin görüntülerini yakalamak için havadan veya yörünge fotoğrafçılığı var. Aynı şekilde, kızılötesi veya ultraviyole fotoğrafçılık, insan gözüyle yakalanamayan görüntülerin incelenmesine katkıda bulunur. Bu anlamda termal fotoğraflar, ortamın farklı özelliklerinin farklılaşmasına da katkı sağlayan net bir pratik örnektir.
Aynı şekilde, fotomikrografi, sağlık bilimlerinde teşhis için müthiş bir aracı temsil eder. Çok çeşitli tabiatların (tümör, enflamatuar, enfeksiyöz, otoimmün) pek çok durum ve hastalığı, ancak fotoğrafta kurtarılan özel lekeler ile mikroskobik değerlendirme yoluyla doğrulanabilir . Bu kaynak, tüm bir uzmanlığın (patolojik anatomi) iyileştirilmesine, yeni bir tıp biliminin (telepatoloji) doğmasına ve adli tıpın optimizasyonuna izin verdi.
Benzer şekilde, tanısal görüntüleme, fotoğrafın önemli bir rol oynadığı bir devrim oluşturmuştur. Analog veya dijital fotoğrafçılık olmadan bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonans görüntülemeyi profesyonel uygulama ve mediko-yasal reasürans için destekleyici müttefikler olarak düşünmek imkansız olacaktır .
Ancak fotoğrafın tamamen sanatsal ve estetik bir yanı da var., çerçeveleme, kompozisyon, aydınlatma ve diğerleri gibi çeşitli unsurların birleşiminden tek bir anın korunması olarak görüntülerin yakalanmasını anlar. Dijital fotoğrafçılığın dahil edilmesiyle bile, görüntü üretiminde yeni bir çağ doğdu, bu sadece daha gelişmiş yakalama yöntemlerine izin vermekle kalmıyor, aynı zamanda fotoğraf saklandıktan sonra düzenleme ve iyileştirme için geniş olanaklar sunuyor. Bu nedenle, fotoğraf sanatı, şu anda dijital medyanın yaygınlaşmasıyla büyüyen, görüntü düzenlemenin yadsınamaz bir bileşenidir. Yıllar içinde popülaritesi artan bu nispeten yeni sanatsal faaliyet biçimiyle bağlantılı olarak seminerler, sergiler ve hatta konferanslar bile mevcuttur.
Öte yandan, fotoğrafın sosyal düzeydeki çeşitli kullanımları, onu gazetecilik gibi diğer disiplinlerde içerir. Bu pratiğin tarihinde, fotoğraf, tarihi ve gazetecilik olaylarının gerçek anlamda yeniden üretilmesinde büyük bir müttefik olmuş, bir bilgi kaynağı ve aynı zamanda duygusal etkinin muazzam bir tamamlayıcısı olarak hizmet etmiştir. Temel bir kaynak olarak fotoğrafın desteği olmadan modern gazeteciliği düşünmek neredeyse imkansızdır. İnternetin, videonun çoklu formatlarıyla öne çıktığı diğer görsel-işitsel medyaya çok geniş bir erişilebilirlik sağlamasına rağmen, fotoğrafçılık hala gazetecilik pratiğinde eşi benzeri olmayan bir yöntemdir.
Bu anlamda sosyal ağlar, görüntülerin arkadaşlar ve tanıdıklar arasında hızlı bir şekilde yayılmasına ("viralizasyon") katkıda bulunarak fotoğrafın tüm ihtişamıyla büyümesine izin verir. Facebook veya Twitter gibi ağlar, fotoğrafçılığın son on yılda insanlığın yaşamını değiştiren teknolojik parametrelerden biri olmaya devam etmesi için temel motorlardır.
Son olarak, somut veya dijital medyada yakalanan geçmiş olayları hatırlamak için hatırlamanın bir yolunu oluşturduğu için fotoğraf da belirgin bir duygusal rol oynar. Bu değişken, özellikle bu işlevde güçlük çeken kişilerde hafızayı canlandırmak için veya sadece arkadaşlar ve aileyle eğlenmek için kullanışlıdır.