laikliğin tanımı

İnançları ve değerleri bir dinden tamamen bağımsız olduğunda kişinin seküler olduğu söylenir. Laiklik bu anlamda entelektüel ve ahlaki bir tutumdur. Bu tutum, farklı dini itiraflara göre bireyin özerkliğini savunmaktan ibarettir.

Genel Değerlendirmeler

Laiklik, dine aykırı bir akım gibi görünmüyor, ancak bu yaklaşım, din ile siyaset veya eğitim gibi diğer alanlar arasında olması gereken ayrımı vurguluyor.

Laiklikte, devlet ile kilise arasında açık bir ayrım savunulur. Çoğu anayasa metninde bu ayrım açıkça belirlenmiştir ve bu şekilde, bir bütün olarak nüfusa hiçbir türden inanışın empoze edilememesi amaçlanmıştır. Kendilerini seküler olarak değerlendirenler, bireylerin dini tercihlerinin özel hayatlarının bir parçası olması gerektiğini ve bu nedenle medeni ve dini alanlar arasında herhangi bir müdahale olmaması gerektiğini anlarlar.

Aynı zamanda ifade özgürlüğünden de esinlenmiştir. Avrupa'da ve genel olarak dünyada, dini yaklaşımların her tür inanç veya yaklaşım için açıklayıcı bir model olarak hizmet ettiği dikkate alınmalıdır. Bilimsel evrim teorisinin başlangıçta İncil geleneğiyle çatıştığını hatırlamakta fayda var.

Laiklik fikri ateizm ile karıştırılmamalıdır

Ateist bir kişi, Tanrı'nın varlığını reddederken, meslekten olmayan kişi, siyasi gücün, toplumun tümündeki çoğunluk dinine bakılmaksızın, nüfusun tamamını temsil etmesi gerektiğini düşünür.

Laikliğin tersi fikir günah çıkarma olacaktır. Bu, bir devletin örgütlendiği ilkelerin belirli bir dinin bazı inançlarıyla uyumlu olması gerektiğini savunuyor.

Bugün, İspanyol devleti kendini mezhepsel olmadığını ilan ediyor, ancak İspanyol devleti yüzyıllar boyunca kendisini Katolik itiraf ilkelerine göre örgütledi.

Seküler düşüncenin kökeni

On sekizinci yüzyılda Aydınlanma'dan başlayarak, bazı filozoflar tarih boyunca siyasi iktidar ile dini iktidar arasındaki bir arada varoluşu incelemeye başladılar.

Voltaire ve Kant gibi filozoflar, siyaset ve din arasındaki yakın ilişkinin kaçınılmaz olarak dogmatik ve totaliter konumlara yol açtığını iddia ettiler. Bu şekilde laiklik, tüm toplumu temsil eden bir kurum olarak devletin bir dini düzenin ahlaki kriterlerine bağlı olmak zorunda olmadığını iddia etti.

Fotoğraf: Fotolia - swillklitch


$config[zx-auto] not found$config[zx-overlay] not found